Finans(18)
Diğer konular:
Çevreye Duyarlı Bir Finansal Araç Türü Olarak Yeşil Tahviller
Makale Finans Onur Çelikİklim değişikliğinin tüm dünyayı etkilediği ve bu durumla global çapta mücadele edilmez ise yıkıcı sonuçları olacağı artık aşikar. Konu sadece devletler ve hükümetlerin değil, özel sektör şirketlerinin de ajandasında yer almak zorunda. Küresel danışmanlık şirketi Pwc’nin 24. Küresel CEO anketine göre üst düzey yöneticilerin %30’u iklim değişikliğinin şirketlerinin büyümesini olumsuz yönde etkileyeceğini düşünüyor oluşu da bu duruma işaret ediyor. Yine aynı ankete göre işletme ile ilgili hangi konunun daha fazla raporlanması gerektiği sorusuna yöneticiler % 43 oranında “çevresel faktörler” yanıtını vermiş. Ayrıca Fortune 500’de yer alan dünyanın en büyük şirketlerinin % 8’inin de kendilerine orta ve uzun vadede “sıfır karbonu” hedef olarak koyduğu biliniyor.
Ekonomik Riskler Artarken Şirketlerimiz Ne Yapmalı?
Makale Finans Onur Çelikİşletmeleri etkileyen çok sayıda risk olmakla birlikte, öncelikli olarak bunların başında finansal risk gelmekte ve bünyesinde döviz kuru riski, faiz oranı riski, likidite riskini barındırmaktadır. Sermaye hareketlerinin serbest olduğu Türkiye gibi ekonomilerde hem faiz hem de döviz kuru aynı anda kontrol edilemediğinden (ekonomi literatüründe üçlü açmaz diye tanımlanır) merkez bankaları para politikası faizini kontrol etmekte ancak döviz kurunu ise serbest bırakmak zorunda kalmaktadır. Türkiye de bu nedenlerle dalgalı döviz kuru yöntemini uygulamakta olup, döviz kuru piyasa dinamikleri ve arz-talep çerçevesinde belirlenmektedir.
Şirket iflasları artarken ekonomik riskler de büyüyor
Makale Finans Onur ÇelikMalumunuz içinde bulunduğumuz pandemi ile beraber dünya genelinde tedarik zincirleri kırıldı, şirketlerin üretim süreci aksadı, cirolar dramatik seviyede azaldı, haliyle şirketlerin nakit akışı da tabiri caiz ise çöktü. Buna bağlı olarak tüm dünyada başta özel sektör, keza özel sektörün faaliyet hacmindeki daralmanın sonucunda azalan vergi gelirlerinin de etkisiyle kamu kesiminin borcu da ciddi seviyede arttı. Öyle ki, artan borçluluğun gerek özel sektör gerekse kamu tarafında yarattığı stres ve geri ödenmesine ilişkin zorluklar birçok akademik çalışmaya konu oldu.
Söz konusu çalışmalardan birisi de IIF (Uluslararası Finans Enstitüsü) tarafından hazırlanan rapor. Bu çalışmaya göre gelişen ülkeler arasında, borcun milli gelire oranı en çok artan iki ülke Çin ve Türkiye. Biz Türkiye’ye odaklanacak olur isek, Türkiye’nin toplam borcunun milli gelire oranının % 138,2’den 35,8’lik artışla % 174’e yükseldiğini görüyoruz. Yeri gelmişken küresel borçların, 2020 yılında bir önceki yıla göre 24 trilyon dolar artışla 281 trilyon dolara yükselerek yeni bir rekora imza attığını da belirtmeden geçmeyelim.
Nakit Ekonomisinden Çıkmak
Makale Finans Erhan SelimŞu an 30 yaşın üzerinde bulunan çok sayıda insan için nakitsiz bir ekonomi düşlemek zor. Nakit ağırlıklı olarak dönen sektörler, yastık altında biriken paralar kültürümüzün bir parçası gibi. Ufak tutarlı günlük ödemelerimizin halen önemli bir kısmını nakit oluşturuyor. Kart görünce yüzü asılan esnaflarımız mevcut. Ama tüm dünyada durum böyle değil. Her ne kadar bizim kulağımıza biraz garip gelse de bu yolda emin adımlarla yürüyen bir ülke var: İsveç.
Mevcut enflasyon ve faiz oranlarıyla yatırımcı yeni yatırım yapar mı?
Makale Finans Onur ÇelikMuhtemelen % 15 civarında bir enflasyon oranı ile 2020 yılını kapatacağız. Bu oran Türkiye’de 90’lı yıllarda yaşanan eski enflasyon oranları ile karşılaştırıldığında kimilerine görece düşükmüş gibi görünse de, Dünya geneline bakıldığında Afrika ülkelerinin çoğunda dahi bu yükseklikte bir enflasyon oranı ile karşılaşmanın mümkün olmadığı görülecektir. Enflasyon, ekonomik problemler içerisinde çözümlenmesi gereken en önemli sorunların başında gelmektedir öyle ki piyasa ekonomisinde tüm fiyatlama mekanizması bu nedenle bozulmaktadır.
Kur riski ortadan kalktı mı yoksa kısa bir ara mı verdik?
Makale Finans Onur ÇelikSon bir ay içerisinde ekonomi ve Merkez Bankası yönetiminde meydana gelen değişiklikler, faiz artışı ve bir takım yapısal reform söylemlerinin daha sık dile getirilmeye başlanması ile TL döviz sepeti karşısında yaklaşık % 10 değer kazanarak tarihi zirvelerinden geri döndü. Kurlar da kısmen belli bir banda oturmuş izlenimi verdi. Peki bu gelişmeler dövizdeki dalgalanmanın durulduğu ve şirketler için artık kur riskinin ortadan kalktığı anlamına mı geliyor. Bu soruya sağlıklı cevap verebilmek adına, gelin döviz kurunun seyrine etki edebilecek bir takım makro ekonomik verilere hızlıca bir göz atalım.
Yeterince Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımı Çekebiliyor muyuz?
Makale Finans Onur ÇelikBirleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı UNCTAD’ın her yıl yayınladığı Dünya Yatırım Raporu’nun 2020 yılı sayısında yer alan verilere göre, Türkiye’ye gelen -gayrimenkul hariç- doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının (FDI) tutarı, 2019 yılında 5,6 milyar dolarla son 15 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşmiş bulunuyor. 2009 yılında 19 milyar 937 milyon dolarla tarihinin en yüksek seviyesine ulaşan doğrudan yabancı sermaye yatırımları , 2015 yılından itibaren ise maalesef kesintisiz bir düşüş grafiği sergiliyor. Peki, yabancı yatırımcıyı nasıl çekebiliriz?
Yatırımcılar ve Şirketlerin Gözünden Halka Arzların Zamanlaması Doğru mu?
Makale Finans Onur ÇelikBilindiği üzere, Türkiye’de şirketlerin döviz cinsinden borçları yüksek olduğundan haliyle döviz açık pozisyonları da yüksek. İçinde bulunduğumuz konjonktür ise pandemi sebebiyle gerek ihracatın düşmesi gerekse de turizm gelirlerinin azalması nedeniyle finansman şartları bakımından şirketleri oldukça zorlayıcı nitelikte. Ancak tüm zorluklara rağmen hayat devam etmekte ve şirketler de faaliyetlerini sürdürebilmek adına finansman kaynaklarına ihtiyaç duymakta. Bu bakımdan şirketlerin finansman kaynaklarına erişebilmesi adına alternatif bir yol olarak halka arz opsiyonunu ele almak istiyorum.
Kur riski şahane tedbir almamak bahane!
Makale Finans Onur ÇelikTürev piyasalar, ilerideki bir tarihte teslimatı veya nakit uzlaşması yapılmak üzere herhangi bir malın veya finansal aracın, bugünden alım satımının yapıldığı piyasalardır.
Politik ve ekonomik belirsizliklerin globalleşen ekonomilerde yarattığı riskler nedeniyle, söz konusu risklerden korunma (hedging) ve spekülasyon gibi gayelerle türev ürün kullanımına olan ihtiyaçta giderek artmaktadır.
Merkez bankalarının bankası olarak tabir edilen BIS (Basel International Settlements) verilerine göre Dünya’da OTC (Tezgâh üstü) piyasalarda sadece bir günde yapılan toplam döviz işlemi 5,1 trilyon dolardır. Söz konusu istatistik, türev ürün (forward,opsiyon,swap) piyasasının likiditesini ve derinliğini ifade etmek adına önemli bir gösterge olduğu açıktır.
Kur Riski Artarken Finansal Tedbir Almak Şart !
Makale Finans Onur ÇelikSiyasi ve ekonomik belirsizliklerin, küreselleşen ekonomilerde finansal riskleri bünyesinde barındırması nedeniyle söz konusu risklerden korunmak amacı vadeli işlem yapma felsefesine dayanan türev ürünlere olan ihtiyaç da her geçen gün artırmaktadır. Hele ki şu günlerin siyah kuğusu olan korona pandemisi ile belirsizlikler ve riskler iyice zirveye ulaşmışken, finansal olarak bu sürece hazır olmak hayati önem taşımaktadır.