Gelir ve Kurumlar Vergisi ülkemizde gelir üzerinden alınan vergilerdir. Kurumlar gelir elde etse de eninde sonunda bu gelirin gideceği yer insanların cepleri. Sonsuz yatırım olamayacağına göre bir noktada harcamanın ortaya çıkması gerekir. Gelir, genel olarak nakit gibi takibi kolay olmayan çıktılar üretir. Harcamanın karşılığı ise genelde daha az likit ve görülebilirdir. Buna karşın birçok ülkede vergi sistemi, gelirin elde edilmesi ve beyanına dayalı olarak devam etmektedir. Yani devlet biraz daha edilgen bir rol üstlenmekte ve kişinin beyanını kendisinden beklemektedir.
Kişi beyan ettiği gelirden daha fazlasını kazanmışsa ve bu tutarları beyanına dâhil etmemişse, bu hususu ortaya çıkarmak ülke maliyesinin görevidir. Kamu maliyesinin bizimki gibi edilgen yapıda hareket ettiği, mükellefle ilgili bazı araştırmaların yapılması konusunda çekimser kalındığı ve vergiye gönüllü uyumun düşük olduğu ülkelerde, bu tercih ne yazık ki bir handikap oluşturmakta ve sonuçlar vergi gelirlerine yansımaktadır. Bizim için belki de, ana akım gelir ve tahsilat politikaları dışında farklı bir strateji belirlenmesinin zamanı gelmiş olabilir.
Nereden Buldun?
Öyle ülkeler düşünelim ki nereden buldun sorusu insanların kâbuslarını süslesin. Kazancından, kazancının kaynağından ve vergisinden emin olan insanlar için sadece anlatma külfeti içeren bu soru, tam tersi şartların geçerli olduğu bir habitattan kazanç elde eden kişiler için elbette sorun teşkil edebilir. Nereden buldun sorusunun veya harcamaların incelemeye alınmasının insanları rahatsız edici yanı sadece bizim ülkemize özgü bir durum değildir. Harcamaların kontrol edilmesi birçok ülkede zaman zaman gündeme gelir. Sonuçta aklın yolu bir.
Yakın tarihli bir örnek vermek gerekirse, vergi kaçıranların tespiti için yüksek tutarlı harcamalarda bulunanların üçüncü partiler tarafından Hindistan Gelir İdaresine raporlanmasına ilişkin bir çalışma[1] basına yansımış, yine halk cephesinden bazı kesimlerden tepkiyle karşılanmıştır. Spekülasyonlar üzerine hükümet yetkilileri lüks sayılabilecek bu harcamaların kişiler tarafından beyan edilmek zorunda olmadığını, üçüncü partilerden veri alınacağını ve dürüst mükellefleri korumak için atılan bir adım olduğunu açıklamak zorunda kalmıştır.
Dereden Buldum
Nereden buldun yaklaşımına yönelik anti tezler, genel olarak, kişisel bilgilerin mahremiyeti ve teknik olarak uygulanabilirliği üzerine odaklıdır. Teknik olarak ele alındığında, uygulama adımları olarak kişilerin gelir ve harcama profillerinin ortaya çıkarılması ve bunların karşılaştırılması gerekmektedir. Belli bir zaman diliminde, harcamaları gelir düzeyini gözle görülür şekilde aşanların riskli kabul edilmesi esastır. Gelir akıcı bir yapıya sahipken servet stok yapıdadır. Belli bir servet kaleminin elde çıkarılması bu tarz bir aşımı yaratmış olabilir. Dolayısıyla kişilerin servet profiline de ihtiyaç duyulmaktadır.
Böylesi bir bilgi dağarcığına kim sahip olabilir? Gözler çok uzaklara bakmasın, Türk Devleti benzeri az görülür şekilde muazzam bir bilgi toplayıcısıdır. Bazı gelişmiş ülkelerde toplanmaya kalksa ciddi sıkıntılar yaratacak bazı bilgiler Türk Devleti tarafından rahatça toplanabilmektedir. Öyle ki bankaların verilerini alıyoruz dediğimde şaşırıp kalan yabancı meslektaşlarımı bilirim. Tabi ki bu Türk milletinin devletine olan güveninin de basit bir göstergesidir. Aynı zamanda bilgi başlığında devletimiz, güçlü bir devlet ve bazı başlıklarda yer yer polis devlet karakteristiği sergilemektedir.
Sadece mali kurumlar yüzlerce ayrı kaynaktan veri toplamaktadır. Elektronik defter ve belge gibi teknolojilerin gelişmesi ile beraber bu kaynakların sayısı giderek artmıştır. Devletin mali kurumları tarafından; mükelleflerden, bankalardan, aracı kurumlardan, diğer kamu kurumlarından, kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlardan, diğer devletlerin mali kurumlarından toplanan veriler yıl be yıl birikmektedir. Tapu, araç, banka hesap bilgileri, kredi kartı işlemleri, faturalı alış satışlar, postane işlemleri vb. bilgiler toplanan bilgiler arasındadır.
Gelir profili mükelleflerin beyan ve bildirimleri üzerinden hazır ve veridir. Araştırılan zaten doğru gelir profilinin ortaya çıkarılmasıdır. Devlet, elindeki bunca veri kaynağından bir harcama ve servet profili çıkaramıyorsa, Hindistan gibi belli tutarları aşan harcamaların veya servet kalemlerinin bildirilmesi zorunluluğunu getirebilir. Veri kalitesi dışında teknik yapılabilirliğin tartışılması dahi gereksizdir. Bu başlıkta da belli bir tarih milat kabul edilip daha kaliteli veri toplanmaya başlanabilir.
Şeytan Aldı Götürdü
Mahremiyet konusunu ele alırsak, “nereden buldun” sorusuna herkesin muhatap olması sadece işlem maliyetidir. Bu tasarılarda tüm vatandaşlar gereksiz bir şekilde gerilmektedir. Risk kriterleri ve düzeyleri belirlendikten sonra profillerin çıkarılması ve karşılaştırmanın yapılması makineye bırakılabilir. Pek tabi, profillemenin kural bazlı bir sınamaya tabi olması başlangıç için gereklidir. Makinenin tespit ettiği en riskli 10.000 kişi, nereden buldun sorusunun yöneltileceği bir inceleme sürecine alınarak yola çıkılabilir. Buradan dönen veriyle risk kriterlerinizi test edip, oluşturduğunuz bir model üzerinden makineyi eğitmeye başlayabilirsiniz.
Ne kadar çok kişi incelenirse o kadar keskin bir makine öğrenmesi sürecini hayata geçirilebilir. 10 senelik bir süreç sonunda yüksek doğrulukta seçimler yapan bir yapay zekâya veya robotik süreç otomasyonuna sahip olabilirsiniz. Bu da hacimli verilerin çok daha doğru taranmasına imkân sağlayabilecek ve gereksiz bir şekilde kişilerin harcama bilgisinin irdelenmesine neden olmayacaktır. Böylece elinizdeki büyük veriyi yönetmiş ve kamu geliri yaratacak şekilde kullanmış olursunuz.
Satamadan Getirdi
Buraya kadar yazdıklarımız birçok insan için ütopik gelebilir. Değerlendirme yapılırken öncelikle bu verinin hâlihazırda toplanmış ve toplanmakta olduğunun göz ardı edilmemesi gerekir. Önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere, analiz edilemeyen ve veri bilimin gücüne dayanılarak sonuna kadar faydalanılamayan bir verinin toplanmasının da bir âlemi bulunmamaktadır. Kamunun sırtına yük, ciddi bir depolama ve güvenlik maliyetidir.
Dahası bu tasarının eylemlilik olarak dışa yansıması gerekli değildir. Örneğin başka bir ülkenin topladığı bilgiler üzerinden bu tarz bir tasarıyı üstü kapalı olarak hayata geçirmediğinin garantisini veremezseniz. Ayrıca bu tarz bir tasarıda bulunmamak zamanı gelince sizi dezavantajlı duruma düşürebilir. Türk Devleti güçlü bir veri toplayıcısı olarak pek çok ülkeden avantajlı bir pozisyondadır.
Benzer şekilde ortaya çıkarılacak tasarı üzerinden risk tespiti yaparak nereden buldun sorusunu sormadan dahi vergi incelemesine gidebilirsiniz. Sonuçları itibariyle nereden buldun sorusuna göre parlak sonuçlar üretmeyebilir ancak bu şekilde riskliliği ölçülen mükelleflerin rutin olarak incelenen mükelleflerden daha riskli olduğunun kabul edilmesi gerekir.
Kim bilir bir gün, herkesin iyiliği için, aynı ve bilindik kaynakların sonuna kadar vergilendirilmesi yerine gizli kalmış bazı kaynakların vergilendirilmesi ve yükün paylaşılması adına, bu vergileri ödeyen insanlar kendi isteğiyle mahremiyetten biraz feragat edebilir ve böyle bir tasarıya desteğini gösterebilir.
[1] Third parties to report high value transactions to identify tax evaders, says govt; Hindustan Times, https://www.hindustantimes.com/india-news/third-parties-to-report-high-value-transactions-to-identify-tax-evaders-says-govt/
1 Eylül 2020 /Ben de Seni Arıyordum, Seni Karşıma Makine ÇıkardıVergipedia.com internet sitesinde yayınlanmıştır. Yanlızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.
@Vergipedia, Tüm hakları saklıdır.