Almanya’da vergilendirmeye ilişkin yükümlülükler Fedaral Merkezi Vergi Dairesi (Bundeszentralamt für Steuern [BZSt]) ve Lokal Vergi Daireleri(Finanzamt) arasında paylaşılmış vaziyette. Ulusal düzeydeki vergi politikası Almanya Federal Maliye Bakanlığının bir uzantısı olarak Federal Vergi Dairesi tarafından yönetiliyor. Belediyeler, federe devletler ve federal devlet adına vergiye ilişkin işlemler ise, yerelde sayıları 650’ye varan, lokal vergi daireleri tarafından yürütülmekte. Tabi vergi dairesine gitmek istemeyen mükellefler için işletilen İnternet Vergi Dairesi(ELSTER) seçeneği de mevcut.
Almanya’da 11 haneli Vergi Tanımlama Numarası (Tax Id -Identifikationsnummer) kullanılıyor. Tanımlama Numarası bir kez tahsis ediliyor ve kişinin yaşam süresince bir daha değişmiyor. Ancak bu numara vergilendirme amacıyla kullanılan tek numara değil. Bir de 13 haneli Vergi Numarası (Tax Number -Steuernummer) bulunuyor. Söz konusu numara serbest çalışanlar(freelancer[avukat,müşavir vb]) için kullanılan bir numara olup farklı bir lokal vergi dairesinin yetki alanına taşınıldığı zaman bu numara da değişiyor. Bunların dışında son olarak, KDV yükümlülüğü olmayan küçük işletmeler dışında kalan işletmeler için kullanılan KDV Numarasının (VAT Number) varlığından bahsedebiliriz.
Vergi Tanımlama Numaralarının(Tax ID) oluşturulması sorumluluğu Fedaral Merkezi Vergi Dairesine ait. Diğer numaraları Lokal Vergi Dairelerine ve İnternet Vergi Dairesine başvurarak alabiliyorsunuz. Vergi numarası(Tax Number) almak için öncelikli olarak Vergi Tanımlama Numarasının lokal vergi dairesine sunulması gerekiyor. Hemen belirtelim, Vergi Tanımlama Numarası uygulaması, 2007 yılından itibaren başlayan bir uygulama ve kendisinden beklenen faydaların arasında Vergi Numarası uygulamasının tamamen yerini alması da var.
Banka hesabı açılması, vergi beyannamesi verilmesi, işçi çalıştırılması(ücret tevkifatı), sosyal sigorta, emekli maaşlarının ödenmesi için Vergi Tanımlama Numarasının bulunması zorunlu. Öğrenciler yardımlardan(BaFög- Fedaral Eğitim Yardım Yasası) yararlanmak için bu numaraya sahip olmak zorunda. Çocuk yardımı(Kindergeld) almak isteyen aileler çocuk için Vergi Tanımlama Numarası ibraz ediyorlar. Anlaşılabileceği üzere kullanım alanı geniş ve bilhassa talep edilen bir numara olma özelliği taşıyor Vergi Tanımlama Numarası.
Gerçek Kişiler İçin Vergi Tanımlama Numarası Alınması
Almanya’da çalışmak isteyen veya üç aydan fazla kalacak kişilerin vatandaşlık ofisine(Bürgeramt) başvurarak adreslerini kaydettirmeleri gerekiyor. Kayıt olmamanın 1.000 Avroya kadar cezası var. Almanya’daki yeni adrese taşınma tarihini takip eden 14 gün içinde bu kaydın yapılması şartı bulunuyor. Randevu alınarak gidilen bir görüşme sonucunda bir Kayıt Tezkeresi/Belgesi tarafınıza sunuluyor. Bu başvuru Federal Merkezi Vergi Dairesinin Vergi Tanımlama Numarası verme sürecini de tetikliyor. Kayıt Tezkeresini aldığınız tarihi takip eden ikinci veya üçüncü hafta içerisinde Vergi Tanımlama Numarası kayıtlı adresinize mektupla gönderiliyor.
Vergi Tanımlama Numarası almanın bir başka yolu ise Alman vatandaşı olarak doğmak. Doğumdan birkaç hafta sonra otomatik olarak bebeğin vergi tanımlama numarası ailenin kayıtlı adresine posta yoluyla gönderiliyor. Alman bir bebeğin hayatında aldığı ilk mektup çoğunlukla vergi idaresinden geliyor ve içerisinde onu vergisel açıdan benzersiz olarak tanımlayan Vergi Tanımlama Numarası var.
Ülkemizde Gerçek Kişiler İçin Vergi Kimlik Numarası Alınması
Almanya’daki Vergi Tanımlama Numarasına benzer şekilde ülkemizde de mükellefleri tanımlamak için 10 haneli Vergi Kimlik Numarası kullanılıyor. Hemen hemen benzer zamanlarda uygulamaya konulduğunu söyleyebiliriz. Yabancı uyruklu kimselerin ülkemizden vergi kimlik numarası alması oldukça kolay. İnternet Vergi Dairesi üzerinden basit bir şekilde elektronik bir form doldurarak ve (taratılan) pasaport örneği yüklenmek suretiyle adınıza vergi kimlik numarası oluşturabiliyorsunuz. Bu numarayla gayrimenkul alımı, banka hesabı açılması, abonelikler gibi işlemler yabancı kişiler tarafından gerçekleştirilebiliyor.
Yeni doğan bebekler için Almanya’ya benzer otomatik bir süreç var. Bebek doğduktan sonra herhangi bir cezai uygulamayla karşılaşmamak için 30 gün içerisinde kimliğinin çıkarılması gerekiyor. Ailenin doğum belgesi ile beraber nüfusa başvurması vergi kimlik numarası sürecini de otomatik olarak başlatıyor. Nüfustan gelen bildirimle beraber Merkezi Sicilden bir numaranın aynı tarihte yeni doğan bebek için tahsis edildiğini söyleyebiliriz. Vergi Dairesi ailenin kayıtlı bulunan adresine göre seçiliyor ve potansiyel mükellefiyet tesis ettiriliyor.
Yeni doğan bebeğinizin vergi kimlik numarasını şifre gerektirmeyen bir işlem olarak İnternet Vergi Dairesinden sorgulayabilirsiniz. Vergi kimlik numarası e-devlet üzerinden de öğrenilebilir ancak 15 yaşına kadar çocukları bu platforma almıyoruz. Vergi Dairesine çocuğunuz veya kimliği ile gidip (Otomasyonlu Vergi Daireleri İşlem Yönergesinden bulunmayan bir işlem için) oradaki memuru ikna edebilirseniz çocuğun Vergi Kimlik Numarasını öğrenebiliyorsunuz.
İşin ilginç yanı çocuğa bir vergi kimlik numarası verildiğini birçok aile bilmiyor. Malumunuz ülkemizde pek çok işlem TC kimlik numarası üzerinden gerçekleştiriliyor ve biri çıkıp bir gün spesifik olarak bu numarayı sorana kadar çocuk kendisinin bir vergi kimlik numarası olduğundan habersiz hayatına devam ediyor.
İlginç Alman Teknolojisi ve Uygulamaları
Almanya da bizim gibi bir sosyal devlet. Bunun yanı sıra Alman Vergi İdaresi en çok saygı duyulan vergi idareleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Peki, nasıl oluyor da Almanya gibi bir devlet yeni doğan bebeğe mektup gönderme gibi tuhaf bir uygulamaya sahip oluyor? Almanya’da 16 yaş ve üzeri herkes ulusal kimlik kartı veya pasaport sahibi olmak zorunda. Kimlik kartının üzerinde bir doküman numarası var ancak bunu ulusal kimlik numarası olarak tanımlamak zor. Almanya’nın kendi hukuk sistemi gereği ulusal başka bir tanımlama numarasına da gerek duyulmamış. Bu yüzden vergi kimlik numarası çok daha fazla ön plana çıkıyor. Fakat konuyu sadece bu yönüyle değerlendirmek hata olur. İşin bir de algı yönetimi tarafı var. Almanya’da Vergi İdaresi varlığını doğumdan itibaren pek çok önemli anda vatandaşına hissettiriyor.
Almanya’nın algı yönetimi ve vergi bilinci konusunda başkaca farklı uygulamaları da var. İlerleyen zamanlarda kaleme alacağız. Almanya’nın Vergi Tanımlama Numarası üzerinden çözdüğü birçok işi biz aslında Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası üzerinden çözebiliyoruz. Yani tutup insanlardan bir de vergi kimlik numarası talep edecek veya mektup gönderecek halimiz yok. Alman uygulamasının üstünlüğü bizim uygulamamızın eksikliği üzerine bir vurgumuz da söz konusu değil. Yani bu yazıyı bir genel kültür yazısı olarak bile dikkate alabiliriz. Buna karşın potansiyel mükellef de olsa gerçek kişiler için Vergi Kimlik Numarasının bilinirliğinin arttırılmasında, en azından vergi bilincinin geliştirilmesi yönünden, fayda olduğunu düşünüyoruz. Bu bir tohumun ekilip zamanla ağaca dönüşmesi gibi zamanında yapılan ufak dokunuşların ilerde vergi bilincinin gelişimine katkısı var.
Vergi Bilinci ve Algı Yönetimi
Yüzyılın maliyecilik anlayışında algıyı yönetebildiğiniz takdirde başarılı oluyorsunuz. Yeni koyulan bir vergi, bir tarife değişikliği ya da basit bir mali uygulama tesis etmek için dahi kamuoyu desteği şart. Herhangi bir politikada Vergi İdaresinin pozisyonu doğru anlatılmadan gerçekleştirilen uygulamalar, mükellefiyetten kopukluğu beraberinde getiriyor. Mükelleften kopuk yürütülen bir maliye politikası ise mutsuz mükellefler yaratıyor. Mutsuzluk eğrisi yükselirken kamu maliyesinin gelirleri azalıyor, vergiden kaçınma ve vergi kaçırma eylemlerinin ise arttığını görüyoruz.
Sormak gerekir, TC kimlik numarasını ezbere bilen birçok kişi varken Türkiye’de kaç kişi vergi kimlik numarasını ezbere biliyor? Kaç mükellef bağlı olduğu vergi dairesinin bulunduğu adrese hâkim ya da mükellefler bağlı bulunduğu vergi dairesine ilk ziyaretini kaç yaşında hangi sebeple gerçekleştiriyor? İnternet vergi dairesinin ilk kullanım sebebi ne? Vatandaş bulunduğu ilin vergi dairesi başkanını yahut defterdarını ne kadar tanıyor? Mükellefler vergi dairesine gelirken veya vergilerini öderken hangi duyguları hissediyor? Bir vatandaşlık görevini yerine getirmenin haklı gururunu mu yoksa kendisinden zorla alınan bir paranın üzüntüsünü mü yaşıyor? Kaç kişi zenginlerin vergilerini tam olarak ödemediğini veya kendisinin cezalandırıldığını düşünüyor? Teoride karşılıksız toplansa bile, vergilerinin boşa gittiğini düşünen insanlar için, devlet tarafından üretilen ürünlerin ve verilen hizmetlerin arkasında veya tanıtımında “ödemiş olduğunuz vergilerin karşılığıdır” düşüncesinin işlenmesinde ne gibi sakınca var?
En önemlisi orta zekâda makul bir vatandaş düz okumayla vergi kanunlarından ne anlıyor? Bırakılsa kaç kişi kendi beyannamesini başarılı bir şekilde doldurabiliyor veya yardım almadan vergi dairesi ile ilgili işlemlerini yürütebiliyor? Kaç vatandaş sahte faturayı doğru olarak tanımlayabiliyor veya neden zararlı bir uygulama olduğunu açıklayabiliyor? Vergi idaresi bu kişiler için bir bütün olarak veya parça parça Türkiye’nin en güvenilir veya en korkulan kurumları arasında kaçıncı sırada yer alıyor? Paralarını almaktan başka hayatlarında hangi alanlara dokunuyor hangi işlerini kolaylaştırıyor?
Vergi bilincini arttırmak için Vergibilinci.gov.tr’yi kurmak ve yılda birkaç gün vergi haftası kutlamak yeterli mi? Öğrencilere spontane ve klişe etkinliklerle vergi dairesi tozu yutturmak bilinçlendirme sürecine ne kadar katkı sağlıyor? Bir fikir olarak, vergi ve vergilendirmeye ilişkin konular daha küçük yaşlarda minik zihinlere işlenmeye başlansa güzel olmaz mı? Daha açık bir ifadeyle kaç çocuk kitabında vergisini ödeyen bir kurbağa var? Futbolcu Pepe’nin ülkemizi tercihindeki vergi avantajı mı yoksa çizgi karakter Pepe’nin babasıyla vergi dairesine gitmesi mi bizim için daha fazla haber değeri taşıyor?
Türkiye’de vergiciliğe, müşavirliğe veya muhasebeciliğe atfedilen değer ne? Bu meslekler ne kadar seviliyor? Gençler Vergi İdaresinin kadrolarını ne kadar kariyer meslek olarak görüyor? Haberlerde geçen hesap müfettişi, mali denetmen, vergi uzmanı kadroları Vergi İdaresinde gerçekten var mı? Söz konusu kadroları gençlere kimler anlatıyor veya kariyer günlerine çağrılan kaç vergici kaldı? Bu kadrolar hangi üniversitelerden hangi başarı grubundan öğrencileri topluyor? Genç bir beyin için vergiciliğe adım atılmasındaki geçer akçe ne: ne olursa olsun bir iş sahibi olmak mı yoksa bir kariyer hedefini gerçekleştirmek mi?
Çocukları ve gençleri geçtik, vergi konuları büyükler için ne anlam ifade ediyor ve ne kadar okunuyor? Kaç gazetede sadece vergiye veya vergicilere ayrılmış bir köşe var? Bu kişiler yılda kaç kez ana akım medyada ekrana çıkabiliyor veya kendilerine ne kadar vakit tanınıyor? Yoksa mevzuata boğmadan insanlara vergiyi anlatmanın başka bir yolu kalmadı mı? Yahut bedava yazan vergi entelektüelitesi, ne zaman amortismanların uygulanması mevzundan daha ileri konulara geçmeyi planlıyor? Vergi İdaresinin vergi uygulamalarına yön vermeyi veya vergi okuryazarlığını arttırmayı amaçlayan ücretsiz haftalık veya aylık bir yayını olamaz mı?
Birçok ülkedeki mali yönetimin eski bir dostu olan akademiden kopukluktan ne anlıyoruz? Mali konularda tez veya makale yazan kişiler olarak neden veri bulmakta güçlük çekiyoruz? Dahası onlarca kurumdan toplanan mali veriler akademik çalışmalar için anonimleştirilerek akademisyenlerle veya kamuoyuyla paylaşılsa bundan nasıl bir zarar doğuyor? Örneğin haklı bir eleştiride alınacak çok fazla ders yok mu veya yürütülen politikanın akademinin desteğini alması anlam ifade etmiyor mu? Yoksa vergi mahremiyetini bir miktar abartıyor ya da tabulaştırıyor muyuz?
Son olarak sahte belge, vergi kaçırma, vergi adaletsizliği Türkiye’nin problemleri değil mi? Neden bunları sadece vergiciler veya mali alanda çalışanlar dert etmek zorunda? Yılda 1.000 fotoğraf paylaşan sanatçısından 1.500 twit atan milletvekiline düşen bir pay yok mu? Örneğin Trend Topic’de #vergimizioduyoruz #sahtebelgeyedurde #millettencalma hastaglerini gören oldu mu? Yahut kaç Cuma hutbesinde hocanın, vergi kaçırmanın, devletten çalmak anlamına geldiği konusundaki hutbesine denk geliyoruz?
Bu soruların tamamı doğrudan veya dolaylı olarak algı yönetimi ve vergi bilinci ile alakalı sorular. Sorguladığımız şey ise Vergi İdaresinin performansı değil. İdaremiz illaki çalışıyor ve devletimiz ayaklarının üstünde duruyor. Sorguladığımız husus vergi bilincini aşılamaktaki başarımız ve doğru algı yönetimi. Mükellef algısının belirli aralıklarla ölçülmesi, politikaların başarısının test edilmesi ve halkın gözünde doğru bir imaj oluşturulması gerekiyor. Vergi idaresi hiçbir gelişmiş ülkede artık sadece vergi toplayan kurumlar değil. Kurum imajı için harcanan ciddi paralar var. Vergi bilinci ise bir noktada Vergi İdaresini de aşan genel bir devlet politikasını gerektiriyor. Mevcut ve gelecek nesilleri kaybetmemek için yapılacak çok fazla iş var. Umarız devlet büyüklerimiz bu konuda gerekli adımları atarlar.
16 Temmuz 2020 /Bir Bebeğe Gelen İlk Mektup Alman Vergi İdaresindenVergipedia.com internet sitesinde yayınlanmıştır. Yanlızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.
@Vergipedia, Tüm hakları saklıdır.
Cok dogru bir hususa temas etriniz. Degerli katkilarinizdan dolayi tesekkur ederim hocam.
Üniversitede öğrencilere “vergi” kelimesi sizde neyi çağrıştırıyor denildiğinde çoğunlukla “kaçırmak” olarak cevap geliyorsa vergi algısında bir sorun var demektir. Akdeniz ikliminde yaşayan tüm ülkelerde olduğu gibi bizde de toplumun (batı kesim,doğuda düşük) kendine yeterlilik oranı yüksektir. Bu oranın yüksek olması “Devlet” “ihtiyaç” arasındaki bağı zayıflatıyor. Eğitim sisteminde ve toplumsal eğitimlerde devlet olgusu, ihtiyaç ve kamu harcamalarının gerekliliği vurgulanmadan vergi algısını yaratmak zordur. Sorun olduğunda “Nerede bu devlet” diyenlerin, devlet hizmetini neden eksik kurguladık acaba diye düşünür hale geldiğinde vergi algısı sorunu da büyük ölçüde çözülecektir. Küçük bir katkı olması amacıyla bilgimi paylaştım. Yazınızda yer alan bilgilerede katıldığımı belirtmek isterim.