5811 Sayılı Kanun Kapsamında Yurtdışından Getirilen Veya Türkiye’de Sahip Olunun Varlıklara İlişkin Beyan Edilen Tutarların Sermayeye Eklenip Eklenmeyeceği Hk.
 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

ücretsiz e-belge görüntüleyici program, e-fatura görüntületileyici program

MÜKELLEF HİZMETLERİ USUL GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-10-56-40

29/06/2010

Konu

:

5811 sayılı Kanun kapsamında yurtdışından getirilen  veya Türkiye’de sahip olunun varlıklara ilişkin beyan edilen tutarların sermayeye eklenip eklenmeyeceği

İlgide kayıtlı dilekçeniz incelenmiş olup tereddüde düşülen hususlara ilişkin Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun amacı; gerçek ve tüzel kişilere ait olup yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının ekonomiye kazandırılması ve taşınmazların kayda alınması ile yurt içinde bulunan ancak işletmelerin özkaynakları içinde yer almayan bu türden varlıkların sermaye olarak konulmak suretiyle işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesini sağlamaktır.

Aynı Kanunun 3 üncü maddesinin;

– birinci fıkrasında,” Gerçek veya tüzel kişilerce, 01/06/2009 tarihi itibariyle sahip olunan ve yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar, 30/09/2009 tarihine kadar Yeni Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle banka veya aracı kuruma bildirilir ya da vergi dairelerine beyan edilir. Bu kıymetler, 213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihi itibariyle kanuni defterlere kaydedilebilir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu Kanun hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon hesabı, sermayenin cüz’ü addolunur, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamaz, işletmenin tasfiye edilmesi halinde ise vergilendirilmez. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterirler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaz.”

– beşinci fıkrasında,” Birinci ve ikinci fıkralar kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Ancak, diğer nedenlerle bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu Kanun kapsamında beyan edilen tutarlar, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek tarhiyat yapılır. İndirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedeldir. Şu kadar ki, indirimi reddedilen vergiye ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde mahsup edilecek matrah tutarı, %17 KDV oranı dikkate alınarak hesaplanır.”

– yedinci fıkrasında,” Birinci fıkra uyarınca bildirildiği veya beyan edildiği halde, 01/06/2009 tarihi itibariyle yurt dışında bulunduğu kanaat verici belge ile tevsik edilemeyen ve bildirim veya beyanın yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde Türkiye’ye getirilmeyen veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmeyen para, döviz,  altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları dolayısıyla veya ikinci fıkra uyarınca beyanda bulunduğu halde bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce ise söz konusu varlıklara ilişkin tutarların banka ve aracı kurumlara yatırılmaması, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce ise süresi içinde sermaye artırımında bulunulmaması hallerinde beşinci fıkra hükmünden yararlanılamaz.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Konu ile ilgili olarak 1 seri no.lu 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğde gerekli açıklamalara yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre;

5811 sayılı Kanun kapsamında beyan edilerek yasal defterlere kaydedilen varlıklar için pasifte açılan özel fon hesabının 6 ay içinde sermayeye ilave etme zorunluluğu, yalnızca Türkiye’de sahip olunan varlıklara ilişkin olup yurt dışından getirilen varlıklara ilişkin pasifte açılan özel fon hesabının ise sermayeye ilave zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, söz konusu fon hesabı sermayenin cüz’ü addolunacağından, sermaye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacaktır.

5811 sayılı Kanun Kapsamında beyan edilerek özel fon hesabına alınan tutarın sermayeye ilave edilmesine karar verilmesi halinde ise, sermaye artırımının, Genel Kurul Kararı, Türk Ticaret Mevzuatı ve Sermaye Piyasası Mevzuatında yer alan hükümlere göre yapılması gerekeceği tabiidir.       

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Vergi Dairesi Başkanı a.

Grup Müdürü V.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Özelge:5811 Sayılı Kanun Kapsamında Yurtdışından Getirilen Veya Türkiye’de Sahip Olunun Varlıklara İlişkin Beyan Edilen Tutarların Sermayeye Eklenip Eklenmeyeceği Hk.

29.06.2010

B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-10-56-40

Son Güncelleme: 7 Ocak 2023 /5811 Sayılı Kanun Kapsamında Yurtdışından Getirilen Veya Türkiye’de Sahip Olunun Varlıklara İlişkin Beyan Edilen Tutarların Sermayeye Eklenip Eklenmeyeceği Hk.
Yasal Uyarı: @Vergipedia , Tüm hakları saklıdır - Yanlızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Son Yorumlananlar
Top
Menu