Gümrük Birliği(2)
Diğer :
25. yılında AB-Türkiye Gümrük Birliği revizyonu ve Yeşil Mutabakat Süreci
makale Gümrük BirliğiTürkiye, 1996 yılında Avrupa Birliği’nin (AB) üyeleri arasında kurmuş olduğu gümrük birliğine dâhil olmuştur. Türkiye, AB’ye üye olmadan gümrük birliğine üye olan tek devlettir. AB üyesi olmadığı için karar alma mekanizmasına dâhil olamamakta ancak alınacak kararları uygulamak zorundadır. Yani ulusal dış ticaret politikasını belirleme yetkisini tek taraflı olarak AB’ye üye olma ümidi ile devredilmiş ve maalesef bir nevi taviz verilmiş durumdadır.
Türkiye ve AB arasındaki ticaret hacmi ise 1996 yılında 33 milyar dolar iken , 2020’de 143.4 milyar dolara yükselmiştir. Buna mukabil, 25 yıllık dönemde AB lehine verilen dış ticaret açığı ise yaklaşık 250 milyar dolardır. Bu tutar her yıl ortalama 10 milyar dolar dış ticaret açığı verdiğimiz anlamına gelmektedir. Bu handikapa rağmen de Gümrük Birliği anlaşması Türkiye’yi Güney Doğu Asya rekabetinden uzun yıllar korumuştur. Tabi ki Gümrük Birliğinin Türkiye’ye olan yansımalarını tam olarak analiz edebilmek adına kapsamlı bir etki analizinin yapılması gerekmektedir. Söz konusu çıkarsamamız bu anlamda belki ilgililere bir çağrı olur.
Gümrük Birliği Anlaşması Acilen Güncellenmeli
makale Gümrük BirliğiPeki, tüm bu yüksek ticaret hacmine rağmen göreceli üstünlük sağladığımız tarım ve hizmetler sektörü neden gümrük birliği kapsamına dâhiledilememiştir? AB ile Türkiye arasındaki dış ticaret dengesine baktığımızda da, tablonun tamamen Türkiye’nin aleyhine olduğu görülmektedir. İstatistiklere göre AB ülkelerinden yapılan ithalatımızın, ihracatımızdan %30-40 civarında daha yüksek olduğu görülmektedir. 1996-2016 yılını kapsayan 20 yıllık dönemde AB lehine verilen dış ticaret açığı 200 milyar dolardır. Bu tutar her yıl ortalama 10 milyar dolar dış ticaret açığı verdiğimiz anlamına gelmektedir.